Boşanma Aşamasında Eşlerin Mal Kaçırma Durumu
Boşanma Davaları ve Tapu İptal Davaları: Hukuki Boyutlar ve Uygulamalar
Boşanma davaları, evlilik birliğinin sonlandırılmasına yönelik hukuki süreçlerdir ve taraflar arasındaki mal rejimi tasfiyesi de bu süreçte ele alınır. Eşler arasında evlilik süresince edinilen malların paylaşımı sırasında mülkiyet hakkının korunması ve usulsüz devirlerin engellenmesi büyük önem taşır. Bu noktada, boşanma süreciyle ilişkili olarak bazı hallerde tapu iptal ve tescil davaları da açılabilir. Tapu iptal davaları, usulsüz, hileli ya da hukuka aykırı bir şekilde mülkiyet devrinin gerçekleştirildiği hallerde, mülkiyetin eski hale döndürülmesi amacıyla açılan davalardır.
1. Boşanma Davaları
Boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu’na göre iki farklı şekilde açılabilir: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Boşanma davasının türü, tarafların boşanma, velayet, nafaka ve mal paylaşımı konularında uzlaşı sağlayıp sağlayamadıklarına göre belirlenir.
1.1. Anlaşmalı Boşanma
Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesine göre, taraflar en az 1 yıl süren bir evlilikten sonra anlaşmalı olarak boşanabilir. Anlaşmalı boşanma davası, tarafların nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konularda karşılıklı olarak uzlaşmaya vardıkları ve bu uzlaşmayı bir protokolle mahkemeye sundukları bir boşanma türüdür. Mahkeme, anlaşmalı boşanma davasını kısa sürede karara bağlar, ancak tarafların özgür iradeyle anlaşmış olmaları önemlidir.
Anlaşmalı boşanma davalarında, malların paylaşımı tarafların mutabakatına göre düzenlenir. Eğer taraflar mal paylaşımı konusunda herhangi bir talepte bulunmazsa, mal rejimi tasfiyesi davası açılması gerekebilir.
1.2. Çekişmeli Boşanma
Taraflar, boşanma ve boşanmanın sonuçları konusunda uzlaşamazlarsa, çekişmeli boşanma davası açılır. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, evlilik birliğinin temelden sarsılması ya da şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma talep edilebilir. Çekişmeli boşanma davaları, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi gibi daha uzun ve karmaşık bir süreç içerir.
Çekişmeli boşanma davalarında, boşanmanın yanı sıra mal rejimi tasfiyesi de sıklıkla gündeme gelir. Tarafların evlilik birliği süresince edindikleri malların paylaşımı, yasal mal rejimine (edinilmiş mallara katılma rejimi) göre yapılır. Ancak bu süreçte, özellikle bir tarafın mal kaçırma amacıyla yaptığı hukuka aykırı işlemler söz konusu olursa, tapu iptali davası açılması gerekebilir.
2. Mal Rejimi Tasfiyesi ve Tapu İptali Davaları
Boşanma sürecinde en sık karşılaşılan sorunlardan biri, taraflar arasındaki mal paylaşımıdır. Türkiye’de yasal mal rejimi, 2002 yılında yapılan değişiklikle “edinilmiş mallara katılma rejimi” olarak kabul edilmiştir. Buna göre, evlilik süresince elde edilen mallar, aksi bir sözleşme yapılmadığı takdirde, eşler arasında yarı yarıya paylaşılır. Ancak, boşanma sürecinde taraflardan birinin malvarlığını üçüncü kişilere devretmesi veya hileli işlemler yapması halinde, tapu iptali ve tescili davası gündeme gelebilir.
2.1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
Edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik birliği süresince elde edilen malların eşit şekilde paylaşılmasını öngören bir rejimdir. Taraflar, evlenmeden önce veya evlilik sırasında yapacakları bir mal rejimi sözleşmesiyle başka bir rejim seçebilirler (mal ayrılığı, mal ortaklığı gibi). Ancak böyle bir sözleşme yoksa, boşanma sırasında edinilmiş mallar paylaşılır.
Eşlerden biri, bu mal paylaşımını engellemek amacıyla mülklerini üçüncü kişilere devredebilir veya tapuda hileli işlemler yapabilir. Bu durumda, zarar gören eşin açacağı tapu iptal ve tescil davasıyla malın eski haline dönmesi sağlanabilir.
2.2. Tapu İptal ve Tescil Davaları
Tapu iptali davası, tapu kaydının hukuka aykırı şekilde düzenlendiği ya da malvarlığı devrinin hileli olduğu hallerde açılan davalardır. Boşanma sürecinde eşlerden birinin malvarlığını gizlemek veya paylaştırmamak amacıyla yaptığı işlemler de bu kapsama girer.
Örneğin, bir eşin evlilik süresince edinilen bir taşınmazı üçüncü bir kişiye muvazaalı (danışıklı) olarak devretmesi durumunda, diğer eş bu devrin iptali için dava açabilir. Bu davada, hileli devir tespit edilirse, tapu kaydı iptal edilir ve mülkiyet eski hale döner. Tapu iptal ve tescil davalarında muvazaa, aldatma, cebir gibi hukuka aykırı unsurların varlığına dayanarak iddialar ortaya konulur.
2.3. Tapu İptal Davalarında Zamanaşımı
Tapu iptali davalarında zamanaşımı süresi, Türk Medeni Kanunu’na göre genel olarak 10 yıl olarak öngörülmüştür. Ancak, aldatma, hile veya tehdit gibi unsurlar varsa, bu sürenin başlangıcı hukuka aykırılığın öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Boşanma davalarında, tapu iptali davası açma süresi de bu süreye tabidir. Tarafların, bu süreyi geçirmeden dava açmaları hak kayıplarını önlemek açısından önemlidir.
3. Boşanma Davaları ve Tapu İptal Davalarında İspat Yükümlülüğü
Boşanma davalarında ve tapu iptali davalarında ispat yükü, davayı açan tarafa aittir. Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsıldığını, şiddetli geçimsizlik veya zina gibi boşanma sebeplerini ispatlamak davacıya düşer. Aynı şekilde, tapu iptali davasında da hukuka aykırı devir işlemini veya muvazaalı satışın varlığını kanıtlamak zorunludur. Bu davalarda, tanık beyanları, belgeler, tapu kayıtları ve uzman raporları önemli deliller arasında yer alır.
4. Sonuç
Boşanma davaları, taraflar arasında sadece evlilik birliğinin sona ermesi değil, aynı zamanda mal paylaşımı konusunda da önemli sonuçlar doğurur. Mal rejimi tasfiyesi sırasında, taraflardan birinin hukuka aykırı işlemler yaparak malvarlığını kaçırması veya hileli işlemlerde bulunması durumunda tapu iptali ve tescil davaları açılabilir. Tapu iptali davaları, mülkiyet hakkının korunması açısından önemli bir hukuki yol olup, bu davalarda zamanaşımı süreleri dikkatle takip edilmelidir. Hem boşanma hem de tapu iptali davalarında delillerin toplanması ve ispat yükümlülüğü büyük önem taşır.
