
İcra Takibine İtiraz Nasıl Yapılır?
İlamsız İcra Takibine İtiraz: Süreçler ve Hukuki Aşamalar
İlamsız icra takibi, bir mahkeme kararı (ilam) olmaksızın başlatılan ve alacaklının borçludan alacağını tahsil etme amacıyla açtığı icra işlemidir. Bu takip türü, özellikle borç ilişkilerinde yaygın olarak kullanılır ve bir mahkeme kararı gerektirmediği için daha hızlıdır. İlamsız icra takibi başlatıldığında borçluya bir ödeme emri gönderilir ve borçlu, bu emre karşı belirli bir süre içinde itiraz edebilir. Bu makalede, ilamsız icra takibine nasıl itiraz edilebileceği, itirazın sonuçları ve dikkat edilmesi gereken hukuki detaylar anlatılacaktır.
1. İlamsız İcra Takibi Nedir?
İlamsız icra takibi, alacaklının mahkeme kararına gerek duymadan doğrudan icra dairesine başvurarak borçludan alacağını tahsil etme yoluna gittiği bir takip türüdür. İlamsız icra takibinde, alacaklının elinde bir mahkeme kararı olmadan başvuru yapabilmesi mümkündür ve borçludan ödeme talep edilir. Bu süreç, İcra ve İflas Kanunu’nun 42. maddesi ve devamında düzenlenmiştir.
İlamsız icra takibi şu aşamalardan oluşur:
- Alacaklının icra dairesine başvurusu,
- Borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi,
- Borçlunun borcu kabul etmesi veya itirazda bulunması.
2. İlamsız İcra Takibine İtiraz
Borçlu, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı belirli süreler içinde itiraz etme hakkına sahiptir. İtiraz, borcun tümüne veya bir kısmına yönelik olabilir. Borçlunun ilamsız icra takibine itiraz edebilmesi için sürelere riayet etmesi, itirazını doğru gerekçelere dayandırması ve hukuki olarak geçerli bir savunma sunması gerekmektedir.
a) İtiraz Süresi
İlamsız icra takibine itiraz süresi, borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gündür. Bu süre, tebliğ tarihinden itibaren başlar ve yedi gün içinde borçlu, icra dairesine yazılı olarak başvurup itirazını bildirmelidir. Eğer borçlu, bu süre zarfında itiraz etmezse, borç kesinleşir ve alacaklı haciz işlemleri başlatabilir.
b) İtirazın Yapılacağı Yer
İtiraz, icra dairesine yapılır ve bu itirazın yazılı olarak sunulması zorunludur. Borçlu, ödeme emrinin tebliğ edildiği icra dairesine giderek itirazını yazılı dilekçe ile veya sözlü olarak beyan edebilir. Sözlü yapılan itirazların tutanağa geçirilmesi gerekir.
c) İtirazın Şekli ve Gerekçeleri
Borçlu, ilamsız icra takibine çeşitli gerekçelerle itiraz edebilir. İtirazın geçerli olabilmesi için belirli bir dayanağı olması şarttır. İtiraz, genellikle şu nedenlerle yapılır:
-
Borç Yokluğu: Borçlu, borcun gerçekte mevcut olmadığını veya borcun ödenmiş olduğunu iddia edebilir. Örneğin, borç daha önce kapatılmış olabilir, alacaklıya ödeme yapılmış olabilir ya da borç hiç oluşmamış olabilir. Bu durumda borçlu, ödeme emrine itiraz ederek, borcun gerçekte mevcut olmadığını savunur.
-
Borç Miktarına İtiraz: Borçlu, borcun tamamına değil de bir kısmına itiraz edebilir. Örneğin, borçlu, ödeme emrinde belirtilen borç miktarının fazla olduğunu, borcun bir kısmını ödemiş olduğunu veya alacaklının talep ettiği tutarın hatalı olduğunu iddia edebilir.
-
Yetki İtirazı: Borçlu, icra dairesinin yetkili olmadığı gerekçesiyle itiraz edebilir. Bu durumda borçlu, takibin başlatıldığı icra dairesinin, borcun tahsilatı için yetkisiz olduğunu savunur. Örneğin, borçlunun yerleşim yeri veya borcun doğduğu yer farklı bir yargı çevresinde olabilir.
d) İtirazın Sonuçları
Borçlu, süresi içinde icra dairesine itiraz ettiğinde, ilamsız icra takibi kendiliğinden durur. İcra dairesi, itiraz üzerine takip işlemlerine devam edemez ve alacaklının haciz talebinde bulunması engellenir. İtirazın yapılması, alacaklıya karşı bir savunma niteliğindedir ve takip işlemlerinin durması borçluya bir süre kazandırır. Ancak, bu itirazın sonuçlanması için alacaklı, borçlunun itirazını kaldırmak amacıyla mahkemeye başvurabilir.
3. Alacaklının İtiraza Karşı Başvurabileceği Yollar
Borçlunun ilamsız icra takibine itiraz etmesiyle icra takibi durur; ancak alacaklının borçlunun itirazını bertaraf etmek için kullanabileceği yollar vardır:
a) İtirazın Kaldırılması
Alacaklı, borçlunun itirazını haksız buluyorsa, itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabilir. Bu başvuruya itirazın kaldırılması davası denir. Alacaklı, borcun varlığını ispat edebilecek nitelikte bir belgeye sahip olduğunu iddia ediyorsa (örneğin, noter onaylı borç senedi, banka dekontu veya başka bir belge), itirazın kaldırılmasını talep edebilir. İcra mahkemesi, bu başvuruyu değerlendirerek itirazı kaldırabilir veya reddedebilir.
İtirazın kaldırılması, iki şekilde olabilir:
- Kesin kaldırma: Alacaklı, borç ilişkisini ispat eden kesin bir belgeye dayanarak itirazın kaldırılmasını talep ederse, mahkeme borçlunun itirazını kesin olarak kaldırır.
- Geçici kaldırma: Alacaklının belgeye dayanarak itirazı kaldırma talebi kabul edilir, ancak borçlunun ek deliller sunabileceği bir süreç başlatılır.
b) İtirazın İptali Davası
Alacaklı, borçlunun itirazına karşı itirazın iptali davası açabilir. Bu dava, icra mahkemesi yerine asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Alacaklı, bu davada borcun gerçekten var olduğunu ve itirazın haksız olduğunu ispatlamaya çalışır. İtirazın iptali davası alacaklı lehine sonuçlanırsa, borçlu icra takibine devam etmek zorunda kalır. Mahkeme, alacaklı lehine tazminat da belirleyebilir.
c) Alacaklının Haciz Talebi
Borçlu, itiraz etmezse veya itiraz reddedilirse, alacaklı borcun tahsili için haciz yoluna başvurabilir. Bu durumda, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına haciz konabilir, banka hesapları bloke edilebilir ve diğer alacak hakları alacaklının talebi doğrultusunda tahsil edilebilir.
4. İtiraz Sürecinin Sonuçları
Borçlu, ilamsız icra takibine süresi içinde itiraz ederse, icra takibi durur ve alacaklı haciz gibi işlemleri başlatamaz. İtirazın kaldırılması ya da itirazın iptali davaları sonucunda borçlunun itirazı haksız bulunursa, takip devam eder ve borçlu ödeme yapmak zorunda kalır. Eğer borçlu haklı bulunursa, takip durdurulur ve alacaklı talep ettiği borcu tahsil edemez.
Borçlunun itirazı haklı bir nedene dayanıyorsa, ilamsız icra takibine karşı etkin bir savunma geliştirmiş olur ve icra takibinden kurtulabilir. Ancak, haksız bir itiraz durumunda borçlu ek tazminat yüküyle karşı karşıya kalabilir.
Sonuç
İlamsız icra takibine itiraz, borçlunun icra sürecini durdurma ve borcun varlığını sorgulama hakkıdır. İtiraz süresi, şekli ve gerekçeleri, borçlunun haklarını koruyabilmesi açısından büyük önem taşır. İtirazın doğru yapılması ve süresine dikkat edilmesi, icra takibine karşı en etkili savunmalardan biridir. Ancak, borçlunun itirazını haksız bulan mahkemeler, alacaklının talebine uygun olarak borcun tahsili yönünde karar verebilir. Bu nedenle, itiraz sürecinde hukuki destek almak, borçlu açısından önem arz eder.